Bugünlerde çoğu insan, özellikle güncel olaylar ve faktörler konusunda öfke yaşıyor. Öfkenin çoğu hayattaki durumlara ve uzun süredir devam eden eşitsizliklere dayanıyor. Yüksek düzeyde yaşanan öfke duygusunun insanları kullanması ve yönlendirmesi oldukça kolaydır ve bu da başkalarına saldırmamıza veya kendimize zarar vermemize neden olur. Öfke duygusunun yoğun yaşandığı zamanlarda, davranışlarımızın nasıl etkilendiği konusunda çok dikkatli olmalıyız.

  Ebeveynler ve çocuklar zaman zaman sinirlenebilir. Öfke, ‘kavga et ya da kaç’ tepkisi gösteren normal bir duygudur. Bu, bize hayatımızdaki bir şeyin tehdit edici, sinir bozucu, üzücü veya haksız olduğunu bildiren bir duygu olduğu anlamına gelir. İlişkilerimizdeki çatışmalar, okul çalışmalarıyla ilgili zorluklar, saygısızlık, takdir edilmeme veya yanlış anlaşılma hissi, hak edilmediğini düşünen bir not alma ve diğerleri gibi birçok durum bizi kızdırır.

  Öfke her zaman kötü bir şey değildir. Bizi bir zorlukla karşılaşmaya veya yanlış giden bir şeyi düzeltmeye motive ediyorsa yardımcı olabilir. Örneğin, bir beceride ustalaşmak, öğrenme güçlüğü gibi kişisel bir zayıflığın üstesinden gelmek veya inandığımız şey için çabalamak daha çok çalışmamıza yardımcı olabilir.

  Öfke, özellikle aşırı ise zararlı olabilir. Öfke dışa veya içe doğru yönlendirilebilir. Dışa dönük öfke ifadeleri saldırgan davranışları içerir. Öfke nöbetleri, birine bağırma veya bir şeyler fırlatma, duvara yumruk atma veya başkalarına fiziksel olarak saldırma olarak görülür. İçe dönük öfke, kendimizi değersizleştirdiğimiz veya aşağıladığımız zamanlardır. Her durumda, ifade edilen veya bastırılan öfke sağlığımız, ilişkilerimiz ve günlük aktivitelerimiz üzerinde önemli bir olumsuz etki yaratabilir.

  Ruh sağlığı açısından uzun süredir devam eden öfke depresyona katkıda bulunabilir. Anksiyete, madde kötüye kullanımı, stres, bulanık düşünme, suçluluk duyguları ve düşük benlik saygısı görülebilir. Fiziksel olarak, şiddetli öfke kronik veya ara sıra olabilir. Her iki durumda da yüksek tansiyona, zayıf uykuya, hormonal sorunlara neden olabilir veya bağışıklık sisteminizi zayıflatabilir. İlişkilerdeki aşırı patlamalar, ayrılıklara neden olabilir, çatışmaların çözülmesini engelleyebilir. Sık sık dışa dönük öfke ifadeleri reddedilme ve izolasyona yol açabilir. Başkalarının size güvenmemesine neden olabilir. Öfke, okul ödevlerinde veya okul projelerinde, spor takımlarında veya bir işte akranlarla iş birliği yapma becerisine olumsuz müdahale edebilir.

  Unutulmaması gereken bir şey, bazı insanların diğerlerinden daha kolay öfkelendiğidir. Buna “sürekli saldırganlık” veya “sürekli öfke” denir. Bazılarımız genellikle sakin, diğerleri daha gergin, bazıları daha kolay hüsrana uğrar ve bazıları saldırganlığa daha yatkındır. Çocuklar ve ebeveynler için bazı ipuçları vardır.

  Bazen kızdığımızın ve patladığımızın farkında olmayabiliriz. Çocuğunuzun ve kendinizin ne zaman kızdığını anlamanıza yardımcı olun. Fiziksel belirtileri fark edebilirsiniz (hızlı kalp atış hızı, kas gerginliği, baş ağrısı, daha hızlı nefes alma, mide bulantısı veya dişleri sıkma), zihinsel işaretler olabilir (dikkat eksikliği, stres, endişeli hissetme, bazı olaylara veya hareketlere takılma). Herkesi farklı şekilde uyaran tetikleyicileri iyi tanımlamalısınız. Günlük yaşamda bizi harekete geçiren etkinlikleri veya yönlendirmeleri bilmek ve kabul etmek, bize ileriyi planlamak, uzaklaşmak, mola vermek veya düşüncelerimizi, duygularımızı ve davranışlarımızı değiştirmek için zaman sağlar. Öfkeli olduğumuzda düşüncelerimiz abartılabilir, çarpıtılabilir ve hatta felakete yol açabilir. Keskin olmadan ya hep ya hiç demeden gri rengi bulmalısınız. Öfkeli olduğunuz zamanlarda madde kullanımı gevşemeye değil bağımlılığa yol açar. Bunun yerine nefes egzersizleri, müzik dinlemek, dans etmek, okumak veya izlemek daha yararlıdır. Günlük egzersiz, koşu ve yürüyüş yapmak duygusal sisteminizi sakinleştirmek için mükemmel bir yoldur. Siz veya çocuğunuz kızdığında, bu öfke kendi kendine beslenebilir ve yoğunlaşabilir. Tepki verme dürtümüz ile gerçek tepkimiz arasına ne kadar uzun süre koyarsak, bir duruma kızgın bir tepki verme olasılığımız o kadar az olur. Hararetli bir sohbete ara verin veya sinir bozucu bir durumdan fiziksel olarak uzaklaşın. Sizi sinirlendiren şeyden uzaklaşmak için dikkat dağıtmayı da deneyebilirsiniz. Bol mizah yapın ve gülmeyi hiç ihmal etmeyin. Çocuklarınızla öfkeleri ve onu yönetme yolları hakkında konuşmak çok önemlidir. Bu, öfke bilincini ve hepimizin onu kontrol etme yollarını artırır.

  Ebeveynler, çocuklarının davranışları üzerinde muazzam bir etkiye sahiptir. Kaç yaşında olursa olsun, gözlemliyorlar. Bu süreç, çocukların duruma tepki vermek için benzer yolları kullanmasına yol açar ve bazı davranışların nesilden nesile tekrarlanmasının bir nedeni de budur. Öyleyse, bir olaya tepki olarak öfkenizin kontrolden çıkmasına izin vermeyiniz. Çocuklarınızın önünde öfkenizin kontrolünü kaybederseniz, sakinleştiğinizde bir konuşma yapmak ve tepki verdiğiniz için özür dilemek akıllıca olacaktır.

  Öfke gelir göz kararır, öfke gider yüz kızarır. Sağlıkla kalın.

error: Kopyalamaya Karşı Korumalıdır. Yazıların tamamı Psk. Yiğit Daimselamet tarafından hazırlanmaktadır ve izinsiz kullanımı kesinlikle yasaktır.