Dünya üzerinde insanlar tek tip insanlardan oluşmazlar. İnsanların bazı farklı özellikleri toplumları oluşturur ve bu özellikler duygusal, düşünsel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve politik açıdan toplumların farklılığını gösterir. Yaş olarak bakıldığında da bu durum aynıdır ve okul çağındaki çocukların sahip olduğu bu farklılıklar büyük önem taşımaktadır. Okulları ya da sınıfları bir toplum olarak düşündüğümüzde, içlerinde farklı özelliklere sahip bireylerden oluştuğunu açıkça söyleyebiliriz. Bu farklılıklardan birisi de günümüzde önemli bir konu olan, bazı öğrencilerin kaynaştırma eğitimi çerçevesinde normal yaşıtlarıyla aynı sınıflarda eğitim görmesidir. Çünkü onlar yaşıtlarıyla bazı farklılıklara sahiptirler.

  Ülkemizde görme engelliler, işitme engelliler, ortopedik engelliler, zihinsel engelliler ve uzun süreli hasta çocuklara ve gençlere özel eğitim okullarında eğitim verilmektedir. Tüm engel gruplarındaki çocuklarlardan durumu uygun olanlar normal okullarda kaynaştırma eğitimine alınırlar ve özel eğitim sınıflarıyla destek eğitimi hizmetlerinden yararlanırlar.

  Özel gereksinimi olan çocukların diğer yaşıtlarıyla aynı sınıflarda mı yoksa özel eğitimde mi eğitim almaları gerektiği sorusu, gerek özel gereksinimli çocukların aileleri için, gerek özel gereksinimi olmayan çocukların aileleri için tartışılan konuların başında gelmektedir. Ancak günümüzde kabul görülen düşünce, bu öğrencilerin kaynaştırma eğitimiyle diğer öğrencilerle bir arada eğitim görmesi gerektiğidir. Toplum içerisinde farklı özelliklere sahip bireylerin varlığı ve ortak paylaşım noktaları göz önüne alındığında olması gereken de budur. Kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz ve eğitimde fırsat ve imkan eşitliği ilkesi de bunu desteklemektedir.

  Kaynaştırma eğitimi, özel eğitime ihtiyaç duyan ve devam eden çocukların, beklenen gelişimi gösteren akranlarıyla normal eğitimi beraber alması ve dahil edilmesidir. Bu eğitimin bazı önemli amaçları vardır. Bunlar; özel gereksinimi olan çocukların sosyalleşmesini sağlamak, bu çocukları topluma kazandırmak, yeteneklerini ve ilgi alanlarını kullanabilmesine yardımcı olmak, akranlarıyla iletişime geçebilmesini kolaylaştırmak ve bireyi toplumun bir parçası haline getirmektir. Çocukların bu eğitimle beraber kendine özgüveni, ortak yaşam becerisi, olumlu davranış gösterme eğilimi artar. Arkadaşlık kurması ve sosyalleşmesi kolaylaşır. Araç-gereç kullanımı, takdir edilme, cesaret, sorumluluk duyguları gelişir. Eğitim ortamı kendilerinin fiziksel, sosyal ve eğitsel açıdan kendilerine göre düzenleneceği için başarı oranları artar. Kaba ve ince motor gelişimleri hızlanır.

  Bu eğitimin sadece özel gereksinime ihtiyaç duyan çocuklardan ziyade normal çocuklar için de yararları vardır. Bireysel farklılıkları doğal karşılarlar ve onlara saygı gösterirler. Liderlik, model olma ve sorumluluk duyguları gelişir. Özel gereksinimli çocuklara karşı şartsız kabul, hoşgörü, yardımlaşma, ortak yaşam, demokratik ve ahlaki anlayışları gelişir. Saldırganlık ve kıskançlık gibi davranışlarında azalmalar görülür.

  Kaynaştırma eğitimine katılan çocukların ailelerinin hem kendilerinde hem de diğer çocukların ailelerine karşı bazı önyargılar oluşabilir. Acaba çocuğuma öğretmenin ve arkadaşlarının tepkileri nasıl olur? Uyum sürecinde sıkıntı yaşar mı? İşlerin iyiye gitmesini beklerken çocuğum acaba daha kötü olur mu, bu süreç onu kötü etkiler mi? Diğer çocukların aileleri çocuğumu sınıflarında istemediklerini veli toplantılarında söylerler mi? Bu soruları her akşam kendilerine sormaktadırlar. Bu yüzden aile-okul-çevre ilişkisini sağlıklı bir şekilde kurup birbirlerine destek olurlarsa, bu süreci kendilerine olumlu şekilde yansıtabilirler.

  Bu sürecin aile ve öğretmenlere de yararları vardır. Bu çocukların ilgi, ihtiyaç ve yetenekleri konusunda daha sağlıklı bilgi edinirler. Okula bakış açıları değişir ve işbirliği geliştirirler. Çocuğun rahat ortam içinde olmasını gördükleri zaman kaygı ve umutsuzluk duyguları umuda dönüşür. Öğretmenlerin desteğiyle bireysel eğitim programları hazırlanır ve her kesim başarıya ilerler. Şartsız kabul, hoşgörü ve sabırla birlikte saygı davranışı gelişir. Çocuğun geleceği konusunda yoğun kaygı yaşanmaz.

  Genel olarak bu süreçte herkes üzerine düşen sorumluluğu alırsa sosyal bütünleşme ortamı oluşur. Üretici hale gelip toplumsal değerleri benimseyebiliriz. Bu süreçte öğrenciyi kaynaştırma eğitimine hazırlama, öğretmen eğitimi, uygun program hazırlama, diğer öğrencilerin eğitimi, aile ve yakın çevrenin eğitimi kesinlikle verilmelidir. Ayrıştırmayalım, kaynaştıralım. Biliyoruz ki her çocuk özeldir.

error: Kopyalamaya Karşı Korumalıdır. Yazıların tamamı Psk. Yiğit Daimselamet tarafından hazırlanmaktadır ve izinsiz kullanımı kesinlikle yasaktır.