Toplumun temel yapı taşı olan aile kavramı, en köklü ve evrensel yapılardan biridir. Her insan kendine en uygun eşi bulup mutlu bir evlilik hayatı geçirmek ister. Evlilik bir imzadan ibaret değildir. Yeni bir aile kurmak, yeni bir hayat tarzı oluşturmaktır. Fedakarlık göstermektir çünkü kişiler, ömür boyu sürmesi istenilen bir yolculuğa çıkmak ister. Bu uzun yolculukta tahmin edilemeyecek kadar güzel anlar da yaşanır, hesaba katılmayan sorunlar da baş gösterir.

               Aile birliğinin kurulması aşamasında çiftlerin birlikteliğine ilişkin düşünceleri süreç içerisinde karşılaştıkları durumlar nedeniyle dağılabilmektedir. Bu noktada çiftlerin ayrılık kararı boşanma ile sonuçlanmaktadır.

               Boşanma, eşler arasındaki hukuki, duygusal ve cinsel birlikteliğin sona erdirilmesidir. Bütün bireyler evliliğin ömür boyu devam etmesi niyeti ile evlenirler fakat zamanla her iki tarafın karşılıklı evlilik hayatının yürümesini engelleyecek söz ve davranışları olur.

               Boşanma nedenlerinin arasında; sözlü veya fiziksel şiddet, evi terk etme, kötü alışkanlıklar, aldatma, maddi konular, akrabaların karışması, fikir uyuşmazlığı, sorumsuzluk, cinsel sorunlar, geçimsizlik yer almaktadır.

               Yapılan araştırmada, kadınlarda en yüksek boşanma nedeni olarak ‘sözlü veya fiziksel şiddet’, erkeklerde ise ‘akrabaların karışması’ olarak gösterilmiştir.

               Türkiye’de boşanmanın yaklaşık olarak yarısı, çocuksuz ailelerden oluşmaktadır. Bu yüzden çocuk, evliliği sürdürmede önemli bir etkendir fakat aileler evliliklerini kurtarmak için kesinlikle çocuk yapmamalıdır. Çocuğu evliliği kurtarıcı neden olarak görmemelidir.

               Boşandıktan sonra ekonomik sıkıntı yaşama, konut bulma sıkıntısı, çevre baskısı, aile baskısı yaşama oranı kadınlarda erkeklere göre daha fazladır.

               2001 yılından bu yana Türkiye’deki boşanma istatistikleri ele alındığında en fazla boşanma olayının 2018 yılında yaşandığı görüldü. TÜİK verilerine göre 2018 yılında 142 bin 448 çiftin geçinemeyip boşandıkları belirlendi.

               2018’de evlenen çiftlerin sayısı 2017 yılına göre %2,9 azalırken, 2018 yılında boşanma sayısı bir önceki yıla göre %10,9 arttı. Boşanmaların %37,6’sı evliliğin ilk 5 yıllık döneminde, %20,4’ü ise 6-10 yıllık döneminde gerçekleşti.

               Ebeveynleri boşanmış olan çiftlerden %40’ı boşanıyor. Ebeveynleri boşanmamış olan çiftlerden %80’i evli kalıyor.

               Evlilik denince akla gelen şey aşk ve ten uyumu oluyor. Eş seçerken iş, para, çocuk gibi temel konularda fikir uyumu olmalıdır.

               Problemlerin büyümesine izin vermeden, aileler adım atmalıdır. Aileler tartışarak bir yere varamazlar. Sürekli tartışmadan kaçınmak, iletişimi iyileştirmek ve birbirlerini daha iyi anlamak için danışmanlık almalıdırlar.

               Taraflar zaman zaman duygularına yenilebilirler. Maksatlı sorularla savaş ortamı oluşabilir. Tahammül sınırı azalmadan sabırlı olmalıdırlar. En son söylenecek laf, ilk başta söylenmemelidir. Sürekli tekrarlanan imalı cümleler evlilikte karşılıklı güven ve dürüstlüğü bozmaktadır.

               Neler yapılmalıdır?

               .Hiçbir zaman taraflar saygıyı kaybetmemelidirler. Saygının bittiği yerde sevgi çoktan bitmiştir.

               .Evlilik, kişiliğin değişimi demek değildir. Karşındakini olduğu gibi kabullenip onu değiştirmeye çalışmamalıdırlar.

               .Ben olabilmenin ötesinde biz olabilmek önemlidir. Fedakarlık kavramı unutulmamalıdır.

               .Evlilik her şeye evet demek ya da hiç kavga etmemek değildir. Fikir ayrılıkları da tartışmalar da çok normaldir.Önemli olan bunları sorun haline getirmeden, olayları büyütmeden, konuşarak çözebilmektir.

               Mutlu bir evlilik sabır, emek, özveri, çaba, anlaşma ve önemsemenin bir ürünüdür.

error: Kopyalamaya Karşı Korumalıdır. Yazıların tamamı Psk. Yiğit Daimselamet tarafından hazırlanmaktadır ve izinsiz kullanımı kesinlikle yasaktır.