Dünya Sağlık Örgütü’ne göre intihar eylemi ‘kişinin amacının bilincinde ve değişik derecelerde ölümcül amaçlı olarak kendine zarar vermesi’ olarak açıklanmıştır. İntihar eylemi ölümle sonuçlansa da sonuçlanmasa da, istemli olarak yaşamına son vermeyi hedefleyen her türlü davranış intihar olarak isimlendirilir ve bu sebepten dolayı kişide ruhsal açıdan bir bozukluk belirtisi olarak kabul edilmektedir.

  Depresyon, insanların intihar etme nedenlerinin en yaygını olarak görülür. Depresyonun bir çok sebebi vardır ve bunların başında ekonomik problemler, duygusal ilişkilerde problemler ve bireysel/çevresel etkenlerden kaynaklı unsurlar gelmektedir. Diğer nedenler ise kaygı ve korku, takıntı ve saplantı, panik atak ve fobi olarak sıralanmaktadır.

  İntiharın; cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, medeni durum ile anlamlı bir ilişkisi vardır.

  Dünyada genç ölümlerin (13-26 yaş) en sık nedenlerinden biri intihardır. Gençlerin intihar etmesinin çoğu nedeni depresyon, zorbalık, sosyal izolasyon, bipolar bozukluk, şizofreni gibi konularla bağlantılıdır. DSÖ’ne göre son 45 yılda intihar oranı %60 artmıştır. Günümüzde her 3 saniyede 1 kişi intihar girişiminde bulunuyorken, her 40 saniyede 1 kişi intihar ederek ölmektedir.

  Ulusal Zihin Sağlığı Enstitüsü’ne göre erkeklerin intihar oranları, kadınların oranına göre neredeyse 4 kat fazladır.

  Kadınoarda intiharın en çok görüldüğü yaş aralığı 45-54 iken, erkeklerde 65 yaş ve üzeridir.

  Son yıllar için istatistikler incelendiğinde en fazla intihar sayısı ortalamasına sahip olan düzeyin ilkokul, en az intihar sayısı ortalamasına sahip olan eğitim düzeyinin de yükseköğretim olduğu görülmektedir.

  Aynı araştırmada intihar sayılarının ortalaması en yüksekten en düşüğe doğru evli, bekar, boşanan ve eşi ölen şeklinde sıralanmaktadır.

  Çocuklarda intihar algısı büyüklerden daha farklıdır. Çocuklar intiharı, ölümü boş ve geçici bir olay olarak görmektedir. Çocukları ölüme iten en önemli sebeplerden biri anne babalarından bekledikleri ilgiyi görememeleridir. Anne ileri derecede karamsarsa ve depresyon içindeyse çocuk da annenin yaşadığı bu duyguyla bütünleşir, kendini çaresiz bularak intihara başvurabilir. Aileler, çocuklarının sosyal medyada neleri takip ettiklerini de bilmelidirler.

  Gençlerde (13-26 yaş) intihar oranı ülkemizde fazladır. Ergenlik döneminde gençler ‘ben kimim?’ sorusuna yanıt aramaya başlar. Eğer bu sorunun net ve doyurucu cevabını bulamazsa kimlik bunalımına girer. Ergen intiharların en belirgin nedenlerinin başında çocukluktaki sevgi yoksunluğu gösterilmektedir. Gence uygulanan baskı ve horlanmalar, reddedilme, sevilmeme gibi davranışlar bireyin mutsuz olmasına zemin hazırlar. Kendi içinde sindiremeyip intihara başvurur. Bir çok ruhsal hastalığın gençlik çağında başladığını da aileler unutmamalıdır.

  Yaşlılar kendi canına kıymalarındaki ana etmen, yaşlılıktaki huzursuzluk, çaresizlik, umutsuzluk, boşluk ve anlamsızlık duygular ve bu duygulara eşlik eden depresyondur. Genel olarak risk faktörleri depresyon, bunaltılı ruh hali, ümitsizlik, sevdiklerini kaybetme veya onlardan ayrılma, fiziksel hastalıkların artması olarak belirtilir. Artık hayatın sonu olduğunun farkına varırlar ve böylece yaşamlarının bir anlamı olmadığını düşünürler.

  İntihar belirtileri nelerdir?

  -Sürekli intihar ve ölüm konuları üzerine konuşmak

  -Daha önce kendisini rahatsız eden şeylere artık tepki göstermemek

  -Değerli eşyalarından vazgeçmek, eşyalarını başka kişilere dağıtmak

  -Son defa gibi arkadaşlarıyla, ailesiyle, sevdikleriyle vedalaşmak

  -Dağılmış davranışlar sergilemek, değişken ruh haline bürünmek

  -Klinik düzeyde depresyonu varsa,

  -Çaresiz, yanlız ve suçlu hissettiğini ifade ediyorsa,

  -Ölümle sonuçlanması muhtemel şekilde riskli davranışlar sergiliyorsa, intiharı farkedebilir ve bir uzmandan kendiniz ya da bir başka kişinin sağlığı için yardım alabilirsiniz. Erken önlem almak hayat kurtarır.

  İntihar hiçbir zaman bir kaçış yolu değildir. Kişinin hayatındaki eksik yönleri bulup destekleyici tedavilerle intiharları engellemek mümkündür.

error: Kopyalamaya Karşı Korumalıdır. Yazıların tamamı Psk. Yiğit Daimselamet tarafından hazırlanmaktadır ve izinsiz kullanımı kesinlikle yasaktır.