Şiddet her dönemde var olmuş bir olgudur. Kadına yönelik şiddet ise dünyada nerdeyse her toplumda görülmektedir. Dünya genelinde yapılan birçok araştırmada, her 2-3 kadından birisi eşleri veya partnerleri tarafından hayatlarında en az bir kez fiziksel şiddete maruz kaldığı saptanmıştır. 15-49 yaş aralığındaki her 5 kadın ve kız çocuğundan biri yakınları tarafından fiziksel ve cinsel şiddet görmektedir. Günümüz dünyasında kadına yönelik şiddet, sokaklarda, evde, iş yerinde, kısaca günlük yaşamın her yerinde uygulanmaktadır. Bazı kadınlar uzun bir süre, bazıları zaman zaman şiddet mağduru olmaktadır. Dünyanın her yerinde, evde aile içi şiddetin, hatta namus cinayetlerinin mağduru olduğu, iş yerlerinde psikolojik şiddetle karşı karşıya oldukları, bazı toplumlarda kadınların seyahat veya yerleşim gibi temel haklarının ihlal edildiği, hatta kocalarını seçmek için bile izin verilmediği veya evlenmeye zorlandırıldıkları bilinmektedir.
Ulusal Aile İçi Şiddet Merkezine göre Amerika’daki cinayetlerin %10’unu eş cinayetleri oluşturmakta ve öldürülen her on kişiden yedisi kadın olmaktadır. Araştırmalar, kadınların samimi bir partner ve eş tarafından öldürülmesinin bir yabancıdan çok daha muhtemel olduğunu belirtmektedir. Eş şiddeti kadınların mağdur olduğu önemli bir sorundur. Yaygınlığı %70-80’lere çıkabilmektedir. Sadece ölümlerin değil, kadın yaralanmalarının da en büyük sebeplerinden biri eş şiddetidir. Şiddete maruz kalan bireylerde anksiyete, depresyon, psikoz, travma sonrası stres bozukluğu, yeme ve uyku bozukluğu, alkol kötüye kullanımı, madde kötüye kullanımı, intihara eğilim gibi birçok psikolojik bozukluklar görülebilmektedir.
Aile içi şiddet, aynı zamanda eş şiddeti olarak da tanımlanır. Bireyin, eşinin üzerinde güç kazanmak ve onu kontrol etmek için uyguladığı kötü niyetli davranış modelidir. Bu durum çoğu zaman fiziksel şiddet olarak görülmektedir. Fiziksel şiddet, kişiye zarar vermek amacıyla vurma, yaralama, tokat atma, boğazını sıkma, itme, kol bükme, aletle yaralama, sağlıksız koşullarda yaşamaya zorlama, aç bırakma ve öldürmeye kadar giden geniş bir kavramdır. Kadınlar sadece fiziksel şiddete değil duygusal, cinsel, ekonomik, sosyal ve psikolojik şiddete de maruz kalmaktadır. Kötü niyetli ilişkilerde, duygusal istismar görülür ve eşin üzerinde otorite sağlamak için değişen tehditler yaygındır. Tehdit “Seni öldüreceğim” gibi bir şiddet tehdidine dönüştüğünde, araştırmalar bize kadının diğer kadınlara göre öldürülme olasılığının 15 katı daha fazla olduğunu göstermektedir. Ev içinde veya sokak, işyeri, otobüs gibi kamusal alanda bir doğru sanılan cinsiyet ayrımcı düzenin yanı sıra kadının nesneleştirilmesi, erkeğin malı olarak görülmesi, kadına yönelik şiddetin temellerini oluşturmaktadır. Toplumsal cinsiyete dayalı toplumsal adaletsizlik, davranışsal şiddete yol açar ve onu teşvik eder. Bu yüzden kadın-erkek eşitliği sağlanmadan kadına yönelik şiddetle mücadelede başarılı olunamaz.
Kadınlara yönelik şiddeti ortadan kaldırmak için atılabilecek birçok adım var fakat ilk olarak kadına yönelik şiddet, toplumda yaşayan bütün insanların sorunu olduğunun bilinmesi gereklidir. Bu toplumsal problemin engellenmesi ya da çözüme kavuşabilmesi için herkes iş birliği içinde olmalıdır. Toplumsal cinsiyet şiddetinin normalleşmiş olan düşünce kalıplarını bozmak için aile düzeyinden başlanmalıdır ve anneler, babalar, ebeveynler, kardeşler bilgilendirilmelidir. İnsanlar arkadaş ilişkilerinde cinsiyetçi söylemler ve şakalardan kaçınmalı ve normalleştirmemelidir. Şiddet mağduru olan kişilerden kaçmayı ve onları suçlamayı değil, onları desteklemeye, yardım etmeye ve dinlemeye başlamamız gerekmektedir. Özellikle şiddetin tanımına yönelik, ailede otorite ve kadın-erkek cinsiyet rolleri ile ilgili kişiler bilgilendirilmelidir. Şiddet ne olursa olsun normal karşılanmamalı veya üstünü örtmeye çalışılmamalıdır. Aile açısından da çocuğun yetişme tarzında yapılan hataların önüne geçilmelidir. Erkeği yücelten ve kadını geri plana iten anlayışıyla değil, cinsiyetlerin eşit olduğu bilinciyle çocuklar yetiştirilmelidir. Şiddetin varlığından daha ciddi olan tehdit, şiddeti sürdüren nedenlerdir. Hep beraber bu şiddetin önüne geçmeliyiz. İç İşleri Bakanlığı’nın kadınların ve çocukların maruz kaldığı şiddet, taciz gibi kötü eylemleri birazda olsun engellemek adına acil müdahale uygulaması olan Kadına Destek Uygulaması’nı (KADES) da telefonlarınıza indirebilirsiniz. Sağlıkla kalın ve şiddete her zaman DUR deyin.