İstifçilikten el yıkamaya, ocağı sonsuza kadar kontrol etmeye kadar, Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) pek çok biçim alır. İnsanları tekrar eden düşünceler ve işlevselliği etkileyebilecek kadar yoğun olan davranışsal ritüellere hapseden bir anksiyete bozukluğudur. Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü’ne göre, nüfusun yaklaşık yüzde 2’si OKB’den muzdariptir. OKB çocuklukta başlayabilir, ancak çoğunlukla ergenlik veya erken yetişkinlik döneminde ortaya çıkar. OKB, yıllarca sürebilir ve bu yıllar içinde semptomlar azalıp artabilir.

  COVID-19 salgını insanların, OKB ile ilgili korkularını ve davranışlarını tetikleyebilir. Kendinize koronavirüs hakkında düşünmemenizi söylemeye çalıştığınızı hayal edin. İmkânsız, değil mi? Ancak, el yıkama ve fiziksel uzaklaşma gibi günlük virüs önlemleri, OKB’si olanların çok iyi bildiği döngüsel düşünme ve tekrarlayan davranış türleriyle büyük ölçüde örtüşüyor. Kaygı ile karışan OKB, artık   DSM-5 ruhsal bozukluklar kılavuzunda ayrı bir tanı olarak kabul edilmektedir. Ancak her iki koşul da tartışmasız olarak dürtü kontrol sorunlarını bir özellik olarak paylaşır. Virüsten kaçınmak için gerekli olanı yapmakla çok fazla yapmak arasında ince bir çizgide yürümek, OKB’si olanlar için özellikle gergin bir iptir.

  Hepimizin her gün koronavirüse yakalanmaktan kaçınmak ve semptomsuzsak farkında olmadan başkalarına yaymaktan kaçınmak için uygun adımları atmaya odaklanmalıyız. Bu önlemler, maskeleri veya dezenfektan malzemelerini yeniden doldurmak, ellerimizi 20 saniyelik hamlelerle özenle yıkamak veya çeşitli ortamlarda diğerlerinden 1,5 metre uzakta nasıl güvenli bir şekilde kalacağımız konusunda strateji oluşturmak biraz zaman alır. Bu eylemlere ayırdığımız zamanı toplasak yine de OKB alanına giren süreyi karşılamıyor. Takıntılar, zorlamalar ve yıkıcı düşünceler, bozukluğu olan kişiler için belirgin bir sıkıntıya neden olur. Kişinin gününün bir saatini veya daha fazlasını tüketir. Çalışma, okula gitme, sosyalleşme ve günlük yaşamlarını normal bir şekilde yaşama becerilerine önemli ölçüde müdahale eder.

  COVID-19 salgınının çeşitli yönleri, OKB ile ilgili korkuları ve davranışları tetikleyebilir.

  Bulaşma: Elleri, vücudu ve yüzeyleri temiz tutmak, normal zamanlarda OKB’si olan biri için günlük bir saplantı olabilir. Bu nedenle, ellerin daha sık yıkanması ve uygun tekniklerin kullanılması için halk sağlığı tavsiyeleri, gereğinden çok daha fazla el yıkamayı ve evde dezenfeksiyonu tetikleyebilir. Hastalar ayrıca ailelerine ve arkadaşlarına sık sık kendi ellerini yıkamaları için baskı yapabilir.

  İstifçilik: Aylarca yetecek kadar tuvalet kâğıdı, konserve ürünler ve diğer salgın malzemeleri satın almak, COVID zamanlarında stoklama dürtüsünü tetiklemek için OKB teşhisi gerekmez çünkü kıtlık zihniyeti çoğumuza bulaştı. Ancak OKB’si olan biri paniğe kapılabilir ve bu da istiflemeye yol açabilir.

  Başkalarına Zarar Verme: Ya kazara ya da kasıtlı olarak, OKB’si olan bazıları başkalarına zarar verme konusunda aşırı derecede endişelenir. Ancak COVID-19, bu tür korkuların hacmini artırabilir ve hastaları virüsü yaymaktan kaçınmak için aşırı uçlara gitmeye teşvik edebilir. Yiyecek veya diğer ihtiyaçlar için alışveriş yapmak için bile evlerinden dışarı çıkmaya veya herhangi bir seyahatten vazgeçmeye karar verebilirler.

  Hiç kimse endişeli hissetmekten hoşlanmaz ve OKB’si olanlar için kaygı seviyeleri felaket derecede olabilir. Ancak, kaygının bazen gözden kaçan bir yönü, aslında bizim yararımıza çalışan bir “tatlı” noktasının olmasıdır. Çok az kaygı, çok fazla zararlı olabilir fakat kararında olması sağlıklı ve yararlı olabilir, bu da bizi kendimize ve önceliklerimize bakmaya sevk eder. Peki bu süreçte ne yapmalıyız?

  Haberleri veya bilgileri sınırlayın. Haberleri tamamen kapatmanız veya tüm genel mesajlaşmalardan kaçınmanız gerekmez. Sağlık kriziyle ilgili en son gelişmelerden haberdar olmak için günde sadece 10 veya 15 dakikaya izin vermek kaygıyı azaltabilir. Doğru bilgi, kaygıyı azaltır ve güvenilir kaynaklardan bilgi edinin.

   Bir program düzenleyin ve evinizi ona göre dezenfekte edin. Evinizdeki yüzeyleri birkaç dakika boyunca günde yalnızca bir kez temizleyin, daha fazla değil. Kimse ziyaret etmediyse, kapı kollarını tekrar silmenize gerek yoktur.

  Yalnızca 20-30 saniye boyunca el yıkayın. El yıkamayla ilgili halk sağlığı kurallarına uyun. Ancak aşırıya kaçmak cildinizin nem bariyerini kırarak aslında enfeksiyona neden olabilir. Elini 30 saniye yıkayan insanla 540 saniye yıkayan insanın el temizliği arasında 0.4% temizlik farkı vardır.

  Koronavirüs salgınından olumlu bir şey çıkabiliyorsa, OKB’si olmayanlara kaygı için değerli bir pencere sunuyor. Günlük olarak, her birimiz, takıntıya dönüşebilecek kaygı ve davranışlarla yaşamanın nasıl bir şey olduğunu deneyimleme şansı yakalıyoruz. Kendinde ya da çevresinde bu süreci yoğun yaşayan kişiler bir uzmandan destek alabilirler. Sağlıkla kalın.

error: Kopyalamaya Karşı Korumalıdır. Yazıların tamamı Psk. Yiğit Daimselamet tarafından hazırlanmaktadır ve izinsiz kullanımı kesinlikle yasaktır.