2019-2020 eğitim öğretim yılının 2. dönemi öğrenciler, öğretmenler ve aileler için çok farklı bir yıl olarak başladı. Korona virüs salgını, okulların tatil edilmesi, sokağa çıkma yasakları öğrencilerin bütün rutinlerini bozdu. En önemlisi de sınava girecek öğrencilerin bu süreçte yaşadığı belirsizlikler oldu. Bunca engele rağmen zor da olsa dikkatlerini sınava odaklamışlarken, sınav tarihlerinin değişmesiyle kaygılarında artış yaşadılar. Düşüncelerini olumsuza, başarısızlığa yönlendirdiler. Bu süreç sadece öğrencileri değil, aynı zamanda ailelerini de etkiledi. Dönemin başından itibaren adeta çocuklarıyla yatıp kalkan, onların başarısı için varını yoğunu ortaya koyan, maddi manevi ellerinden geldiği ve bildikleri kadarıyla bu süreci yöneten veliler, peki son günlerde çocuklarına karşı nasıl davranmalıdır?
Sınav kaygısının azaltılmasında ailelere düşen bazı görevler vardır. Hem öğrenci için hem de aile için bu süreç biraz gergin yaşanabilir. Bu gerginlik doğaldır. Ailelerin özellikle son günlerde yapacağı pek fazla bir şey kalmadı. Bu zamanlarda olabildiğince aileler çocuklarıyla vakit geçirmelidir. Sınav kaygılarını tamamen bitiremezler, bu bakımdan çocuklarıyla kaygı noktasında konuşmalıdırlar. Kaygı bulaşıcı bir duygudur. Özellikle sınav için çocuklarda birçok çeşitli kaygı yaşanabilir. Aileler çocuklarının kaygılarını anlamaya çalışırlarsa bu süreci daha iyi yönetebilirler. Sınav anı ile ilgili fiziksel/duygusal kaygıları, gelecek ve sınav sonrası kaygıları, arkadaşları ve aile ile ilgili kaygıları, çevresel faktörlerden ve dikkat/motivasyon kaynaklı kaygıları olabilir. Bunların sebepleri üzerine konuşabilirler. Gerekirse bu noktada aileler, uzmandan yardım da alabilirler.
Kaygıları birçok insan farklı yaşar ve kaygılar bazen sözsüz bir şekilde de yaşanabilir. Bu noktada aileler çocuklarını iyi gözlemlemelidir. Çocukları ile ilgili doğru beklentiler oluşturmalıdırlar. Çocuklarının zekâ kapasiteleri, kapasiteleri ve yetenekleri göz önüne alarak yüksek başarı beklenmemelidir. Bu durum çocuk üzerinde baskı oluşturur. Aileler çocuklarının hedeflerini belirlemesinde yardımcı olmalıdır. Gerçekçi ve doğru hedefler belirlenmelidir.
Kısa bir zamanda olabildiğince stres, kavga ve motivasyon düşürücü durumların yaşanmamasına dikkat edilmelidir. Hedefe giden yolda aileler çocuklarına yapıcı cümleler kurmalıdır. Sınav sistemi ve tarih değişikliği konuları çocukların önünde tartışılmamalıdır. Kaygılı konuşmalardan kaçınılmalıdır. Ders çalışırken çok sıkıldığı zamanların olabileceği, çalışma isteğinin kaçabileceği unutulmamalıdır. Sürekli sorgulamak, kıyaslamak ve aşağılamak doğru değildir. Çocuk bu noktalarda ailesinden çaba görmek ister ve bu çabayla motivasyonu artar.
Kaygılı olabileceği düşüncesiyle aileler sürekli ve her dakika bir şey söylemek zorunda değildir. Çocuk eğer düzgün ve sistemli çalışıyorsa, uykusuna ve beslenmesine dikkat ediyorsa, aile müdahale etmeden uzaktan takip etmelidir. Sona doğru yaklaştıkça aileler, çocuklarının kaygısı azalsın diye bu zamana kadar devam ettirdikleri genel rutinlerini bozmamalıdır. Ev yaşamının ve kendi yaşamlarının çocuklarının üzerine kurmaları, çocukların sınav kaygısını tetikler. Aileler bu süreçte abartılı davranışlardan kaçınmalıdır. Örneğin; aileden birinin sırf çocuğuna yardımcı olması için işten ayrılması gibi.
Aile, çocuklarını ne başkalarıyla ne de önceki yıl sınava girdiyse o yılki puanıyla kıyaslamamalıdır. Kıyaslanma yapılırsa, öğrenci kendini diğer akranlarına göre daha yetersiz görür. İlişkilerde tutarlı ve istikrarlı olunmalıdır. Ne çok fazla sert ne de çok rahat bırakma davranışlarından kaçınılmalıdır. Çocuk takdir edilmeli fakat gerçekçi olunmalıdır. Başarının sadece akademik bir başarı ya da bu sınavın başarısı olmadığı söylenmelidir. Sınavın onun kişiliğini ölçen bir araç değil kazanamasa da hayatının sonu olmadığı ifade edilmelidir.
Sınav için çocukların değişeceği beklenmemelidir. Başarısızlık konuşmaktansa başarıya odaklanılmalıdır. Kesinlikle tehdit edilmemeli, sınav sonrası ceza içeren cümleler kurulmamalıdır. Kaygılı olan öğrenciler genelde çok fazla konuşmazlar ve aileden uzaklaşıp kendi içlerine çekilirler. Burada aile iyi gözlem yapmalıdır. Dikkatle izleyip süreç uzarsa müdahale etmelidir.
Salgın dönemi, her şeyin başının hem ruhsal hem de bedensel sağlık olduğunu bizlere göstermiş oldu. Sınav önemlidir, sınava emek vermek gerekir, geleceği şekillendirir fakat olmasa da hayatın sonu değildir. Başarısızlığa değil başarıya odaklanılmalıdır. Çocuğun başarı ya da başarısızlığı, ailenin başarı ya da başarısızlığı değildir. Destek alınması, kısa sürede çözüm odaklı yaklaşılması öğrencinin kaygılarını azaltacaktır.