İnsanlığın ortalama ömür süresi 70 yıldır ve insanlar bu yaşam süresinin üçte birini uyuyarak geçirmektedirler. İnsanlar, sağlıklarının ve yaşamlarının iyi bir şekilde devam etmesi için uyumak zorundadırlar. Uyku, canlandırıcı, koruyucu, uyumu kolaylaştırıcı ve sağlamlaştırıcı etkileri olan bir davranıştır. Uyku pasif bir dönem değildir. Beyin, uykuda da bizim için çalışmaya devam eder. Düzenli ve kaliteli uyku, fizyolojik ve psikolojik olarak kişiyi zinde tutar, bir sonraki günün davranışlarına ve düşüncelerine de olumlu şekilde etki eder.
Uykuya neden ihtiyaç olduğunu, neden uyuduğumuzu, ne işe yaradığını ya da uyumadığımız zaman neler olduğunu, insanlar kişisel tecrübeleriyle öğrenmekte ve kitaplardan araştırmalardan okumaktadırlar. Uyku, beynin temizlenmesi demektir. Uyanıklık vücudun dengesini bozarak tüketip yıpratırken, uyku ise bu tür bozulmalara karşı bir tamir sürecidir. Uykuyu sadece bir ihtiyaç olarak ya da uykumuz geldiğinde uyumak olarak görmemeli, bize getirdiği faydaları da öğrenmeliyiz. Uyku, tüm vücut için yenilenme ve onarım sürecidir. Uykuda atıklar temizlenerek organizma yenilenir ve kalp krizi riskini azaltır. Enerjinin korunmasını sağlar. Kanser oluşumunu azaltır. Konsantrasyon gücünü artırır. Vücut ısısının dengesini sağlar. Hafızayı kuvvetlendirir. Öğrenme becerisini artırır. Vücudun savunma sistemini harekete geçirir ve virüslere karşı direnç artar. Düzenli uyku yara iyileşmesini hızlandırır. Obeziteyi engeller. Yaşlanmayı geciktirir.
Kaç saat uykuya ihtiyaç olduğunu sadece yaş faktörüne göre değerlendirmek hata olur. Cinsiyet, kilo, iş yoğunluğu, çalışma saatleri, hastalıklar, sigara, alkol kullanımı gibi faktörler, her kişinin günlük uyku ihtiyacının değişim göstermesine sebep olur. Yeni doğan bebeklerde uyku süresi 13-16 saat arasıdır. 1 yaşına yaklaştıkça en az 10 saat uyumalıdır. Okul öncesi dönemde (3-5 yaş) uyku süresi 9-13 saattir. Okul döneminde (6-12 yaş) uyku süresi 9-12 saattir. Ergenlik dönemindeki (13-18 yaş) uyku süresi 8-10 saattir. Erişkinlerde ise yaklaşık 6-9 saat olarak görülen uyku süresi 65 yaş üstü bireylerde ise parçalı bir şekilde uyku görülmektedir. Ne olursa olsun kişi 5 saatten az uyumamalıdır.
Dünyada ve Türkiye’de yapılan araştırmalara göre, toplumda 5 kişiden 1’i uykusuzluk çekiyor. Uykularını alamayan kişilerin ertesi gün aşırı uyku hali, halsizlik, yorgunluk, dikkat eksikliği, duygu durum bozukluğu gibi şikayetleri ortaya çıkmaktadır. Uykusuzluk, depresyonu 5 kat, anksiyeteyi ise 20 kat arttırmaktadır. Uykusu düzenli olan kişilerin %65’i iyi bir mental sağlığa sahip olan kişilerdir. Mental sağlığı iyi olmayanların uyku süresi 30 dakika daha kısa olduğu görülmektedir. Sigara içen kişilerin, içmeyenlere göre uykuya ortalama 5 dakika daha geç daldıkları ve 14 dakika daha az uyudukları saptanmıştır. Sigara içmeyen kişiler daha derin uyuyabilmektedirler.
Uykusuzluğun yol açtığı uyku-uyanıklık bozuklukları vardır. En sık görülenler ise insomnia, uykuda solunum bozuklukları ve huzursuz bacak sendromudur. İnsomnia, uykuya dalmada, uykuyu sürdürmede güçlük ve dinlenmemiş hissetmeye sebep olan bir durumdur. Uyku apnesi, gündüzleri aşırı uyuklama, yorgunluk, uyurken horlama veya soluksuz kalma, sabahları baş ağrısıdır. Huzursuz bacak sendromu ise uyku ya da istirahat esnasında bacaklarda hissedilen rahatsızlık, huzursuzluk, hareket ettirme ihtiyacı olarak tanımlanır.
Uykulu hissetmeden yatağa gitmeyin. Eğer 20 dakika sonra halen uykuya dalmakta zorluk çekiyorsanız, yataktan çıkın. Her gece aynı saatte yatın ve her sabah aynı saatte kalkın. Endişelenmenize yol açan nedenlerle gün içinde ilgilenin. Yatak odanızı sessiz, karanlık ve hafif soğuk duruma getirin. Yatmadan en az 2 saat önce yemek yiyin ve yatmadan önce ağır egzersizlerden kaçının. Düzenli bir programı takip edin. Uyku şikayetleriniz sürekli olarak devam ediyorsa mutlaka bir uzmana başvurun.